“Süper gıda” Pazarını Fethediyor

Toprağın sunduğu hazineyi insana ulaştırma düşüncesi ile Immunflex markasını yaratan Tijen Ziyal, bugün dut kurusundan dut pekmezine, hatta dut unu ve dut yaprağı çayına kadar pek çok ürünü, besin değerini azami seviyede koruyarak, doğal ve sağlıklı beslenmek isteyenlerin kullanımına sunuyor.

Binlerce yıl öncesine dayanan efsanelerde “Hayat Ağacı” ve “Ölümsüzlük Otu” olarak tasvir edilen Dut Ağacı, şifalı özellikleriyle yeniden keşfedilerek tüketicinin kullanımına sunuldu.

Kadın girişimci Tijen Ziyal, gerek içerdiği vitamin ve mineraller gerekse antioksidan özelliği ve insan metabolizmasına faydaları açısından hazine niteliğindeki dut meyvesi ve yaprağını, üniversite iş birlikleri ile yürüttüğü kapsamlı araştırmalar sonucunda çeşitli formlarda ürünleştirdi.

İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer Merkezi, Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Fitoterapi Merkezi ve Tübitak Gıda Enstitüsü ile birlikte yürütülen Ar-Ge çalışmaları sonucunda geliştirilen dut ürünleri, Dut Kurusu, Pekmez, Çay ve Pastil kategorileri altında toplanıyor.

Immunflex markası ile tüketiciye sunulan dut ürünlerinde kimyasal bulunmuyor; yüzde 100 organik olan ürünler, besin değerinin azami şekilde korunmasını sağlayan doğal ve sağlıklı koşullarda üretiliyor.

Tamamen dut ürünlerinden oluşan Immunflex markasının kurucusu Tijen Ziyal, beyaz dut ve dut yaprağının hastalıklara karşı koruyucu ve önleyici özelliklerini şöyle açıklıyor:

“Beyaz dut, içerdiği yüksek oranda antioksidan, vitamin ve diğer yararlı besin değerleri ile tüm dünyada bir ‘süper gıda’ olarak kabul ediliyor. Sağlıklı kalmak, dolaşım ve solunum sistemi hastalıkları, ateroskleroz, anemi, obezite, diyabet ve kanser gibi hastalıklardan korunmak için en verimli ve doğal çözümlerden biri.

Aynı zamanda çocuklar için zekâ gelişimi bakımından kritik değer taşıyor. Dut meyvesinden bu faydaları sağlayabilmek için, toplandıktan sonra en geç iki saat içerisinde tüketilmesi gerekiyor. Oysa biz, değerli akademisyenlerle birlikte yürüttüğümüz çalışmalarda gördük ki, dut ve dut yaprağının tüm faydalı özelliklerini doğru Ar-Ge ile ürünleştirmek ve besin değerini koruyarak konsantre hale getirmek mümkün.

Doğanın bize sunduğu bu mucizevi hediyeyi insanlara en doğru, en sağlıklı ve en yararlı şekilde sunmayı bir kadın ve bir anne olarak görev edindim. Toprağın büyük bir bilgelikle sunduğu bu şifa kaynağını görmezden gelemeyiz.”