''Depremin Aşısı Yok''
Tüm dünyayı alarma geçiren COVID-19 hastalığına karşı bilinçli şekilde mücadele devam ederken, hastalığa karşı geliştirilen aşılar insanlığı umutlandırıyor.
Türkiye’nin aktif fay hatları üzerinde bulunması nedeniyle deprem açısından yüksek risk grubunda olduğunu belirten Mapei Genel Müdürü Selman Tarmur “Pandemi dolasıyla yaşadığımız hayata aşı bir umut oldu. Depremin maalesef aşısı yok. Depremi yalnızca olduğunda
hatırlayıp kısa süre sonra normal hayatlarımıza devam ediyoruz.
Son yıllarda yaşanan depremlerde de gördük ki binalarımız depreme karşı dayanıklı değil. Hastalıklara karşı aldığımız tedbirleri depreme karşıda almalıyız. Vatandaşlarımızı depreme karşı bilinçlendirerek, riskli görülen binalarda bina güçlendirme çalışmalarına yönlendirmeliyiz” dedi.
Deprem açısından yüksek risk grubunda bulunan Türkiye aktif 3 fay hattı üzerinde kurulu olmasından yüksek risk grubunda bulunuyor. Ülkemizde son zamanlarda yaşanan depremler, vatandaşların binasını sorgulamasına sebep olsa da depremi unutup gitmesi de kolay oluyor.
Ülkemizin birçok bölgesinde eski yönetmeliklerle yapılmış depreme karşı dayanıksız binalar bulunurken araştırmalar sonucu ortaya çıkan rakamlar yaşanabilecek felaketi gözler önüne seriyor.
6 BÜYÜKŞEHİRDE 9,1 MİLYON KİŞİ YAŞLI KONUTLARDA OTURUYOR
Türkiye’nin büyük bir bölümünü oluşturan üretim, ticaret ve turizm faaliyetlerinin en yoğun olduğu bu 6 şehrin ülke ekonomisi açısından önemli olduğunu belirten Mapei Genel Müdürü Selman Tarmur “16 ve üstü yaşa sahip konutların en yoğun bulunduğu kent yüzde 34,15
İzmir, kentte 1,4 milyon kişi bu konutlarda yaşıyor.
Ankara’daki konutların yüzde 30,79’u 16 yıllık veya daha eski, 1,7 milyon kişi, sayısı 547 bin adedi bulan konutlarda oturuyor. Araştırmada en çarpıcı sonuç ise İstanbul’da karşımıza çıkıyor.
Kentte 16 ve üstü yaşa sahip konut oranı yüzde 30,67. Sayısı 1 milyon 387 bin adedi bulan bu eski konutlarda 4 milyon 576 bin kişi yaşıyor.
Bursa'da yapımının üzerinden 16 ve daha uzun süre geçmiş konut oranı yüzde 21,86, Antalya'da ise yüzde 13,17. Bu 6 kentte toplamda 9,1 milyon kişi, 16 ve üzeri yaşa sahip konutlarda oturuyor" dedi.
KISA SÜREDE ETKİLİ ÇÖZÜM: BİNA GÜÇLENDİRME
Yaşanan pandemi sürecinde COVID-19 hastalığından kurtulmak için tüm önlemleri alırken, maalesef halen daha depreme karşı dayanıksız binaların içinde oturmaya devam ettiğimizi belirten Selman Tarmur “Bina güçlendirme çalışmaları kısa sürede en etkili çözüm.
Bir binayı yıkıp yapmak için 18 ile 24 ay arası beklemek gerekiyor. Güçlendirmede bu süre 4 ile 6 ay arasında. Binanın yıkıp yeniden yapıldığı zaman kaybedilen alanlarda olabiliyor.
Güçlendirme yapıldığında ise yaşam alanızdan kayıp yaşamıyorsunuz. Yıkıp yapmakta harcanacak maliyetin yüzde 30’una binayı güçlendirip oturmanız mümkün. Kriterlere uygun şekilde güçlendirilen binaların, deprem güvenliği açısından yeni yapılardan hiçbir farkı kalmaz.
Tüm eski binaların yıkılarak yeniden yapılması maddi ve manevi olarak mümkün olmayacağından, bu yapıların uygun olanlarının, tespit edilerek güçlendirilmesi yıkıp yeniden yapmaya göre her açıdan daha uygun olacaktır” diye konuştu.
BİNA GÜÇLENDİRME YAPARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
-
0
-
0
-
0
-
0
-
0
- 0 Yorum
-
Yorumu Gönder