Hayat Pahalılığı-Enflasyon Makası Giderek Açılıyor
Akademisyen, ekonomist & yazar Prof. Dr. Emre Alkin, hayat pahalılığı yaşanırken enflasyonun nasıl düştüğünün izaha muhtaç olduğunu söyledi. Alkin emrealkin.com web sayfasında konuyla ilgili şunları yazdı:
“Bir bilim insanı olarak bazı gelişmeleri sorgulamak görevim. Bunu yaparken yüksek sesle sorular soruyorum ve etrafımı da zihin jimnastiğine davet ediyorum.
Dün açıklanan enflasyon oranları sürpriz oldu. "Sürpriz" kelimesi beklenmedik olumlu durumlar için kullanılır. "Şok" demiyorum. Çünkü şok kelimesi beklenmedik olumsuz durumlar için kullanılır. Kullanmak isteyenler var ise, doğru kullanılması için katkıda bulunayım dedim.
Televizyonda ve sosyal medyada şu ifadeleri kullandım: "Hayat pahalılığı yaşanırken enflasyonun nasıl düştüğünü izaha muhtaçtır." Elbette lehte ve aleyhte yorumlar oldu. Ancak söylemek istediklerim tam olarak şu:
2017 yılının temmuz ayından sonra ilk defa tek haneli enflasyon yaşamamız elbette umut verici bir durum. Ancak akılları karıştıran bir durum var. Biliyoruz ki düşük enflasyon yaşanan bir çok ülkede ciddi bir hayat pahalılığı da yaşanıyor. Bunlar da Japonya, Belçika, Fransa ve İngiltere gibi gelişmiş ülkeler. Bir gelişen ekonomi olarak Türkiye’nin düşük enflasyon içerisinde yüksek hayat pahalılığı yaşamasını bu açıdan bir fenomen olarak nitelendiriyorum. Gerçekten izaha muhtaç bir durum.
"Maliyetler gerçekten düşüyor mu?.."
Bahsettiğim ülkelerde satın alma gücü yüksek, gelirler yüksek ama ezilen sınıflar var elbette. Bizde ise satınalma gücü bazı ülkelere kıyasla iyi durumda olsa da, gelirler düşük ve geçim zorluğu çekenlerin oranı çok yüksek. Bu sebeple, fiyatlar genel seviyesindeki artışların gerilemesi anlamına gelen "enflasyon düşüşü" sokaktaki vatandaş tarafından hissedilmiyor.
Dolayısıyla, acilen ekonomi yönetiminden birilerinin veya bizzat TÜİK Başkanı’nın hayat pahalılığı yaşanırken enflasyonun nasıl gerilediğini teknik olarak değil, herkesin anlayabileceği şekilde anlatması gerekiyor.
Aksi takdirde fiyat düşüşünün inandırıcılığı eksilir ve mal ve hizmet satan kurumlar davranışlarını inandırıcı bulmadıkları enflasyon seyrine göre belirlemezler. Bir yıllık ÜFE’deki oldukça düşük oranın "ben bir yıldır yüzde 30-50 maliyet artışı yaşıyorum" diyen üreticiyi tatmin etmediği ortada.
Tekrar ediyorum: Ben rakamlar yanlıştır doğrudur demiyorum ancak ekonomide beklentileri ve algıları doğru yönetmenin gerekli olduğuna inanıyorum. Bu rakamları açıklayan kurumun vatandaşı, üreticiyi, hatta yurt dışından bakanları tatmin edecek şekilde bilgilendirmesi ve aydınlatması gerekiyor.
Aksi takdirde enflasyonun düşüşüsünden olumlu algı yaratmayı başaramayız. Tam tersine, akıllarda ciddi tereddütler oluşur. Ekonomiyi yönetmek rakamları yönetmek değil, beklentileri ve algıyı doğru şekilde yönetmektir.
Not: Açıklanan Enflasyon Oranları TCMB'nin yıl sonuna kadar politika faizlerini %13.5 seviyesinde indirmesi için fırsat veriyor. Şimdiden söylemiş olayım.”
-
0
-
0
-
0
-
0
-
0
- 0 Yorum
-
Yorumu Gönder