Sektörde Fark Yaratarak Büyüyecek
2015 yılında İtalya’da başlayan Giulietta öyküsü, bugün önemli aşamaya gelmiş durumda. Gelişmeleri INC Gruop CEO‘su Gökhan İnceoğlu ile Giulietta’nın son noktası olan Emaar Square Mall’da açılan restoranında öğrendik.
İnceoğlu, “Bizim hikayemizin en önemli karakteri ‘Zia Giulietta’ yani ‘Julyet Hala’ İtalya’da yaşamış sıradan bir ev hanımı ancak ailenin yemekleri o kadar lezzetliymiş ki, tariflerini hala tüm aile bireyleri sıkı sıkıya koruyor.
Bizim mottomuz ise İtalyan Mutfak Sanatı olduğu için bu konuda aile ile bu tariflerin bazılarını herkesin tadabilmesi için bir plan yaptık. Şu anda bu plan üzerinde ilerliyoruz.
Hatta ürünlerin bazılarını şu anda yaşayan aile bireylerine götürüp evlerinde denettik. Harika videolarımız var, çok keyifliydi. Bunları kısa videolar halinde Pasta Giulietta’nın Youtube kanalında yayınlayacağız” dedikten sonra projenin oluşumu hakkında şunları söyledi:
“Benim tüm iş hayatım İtalyanlarla geçti. Çok özet olarak şunu izah edeyim, İtalyanlar üretim konusunda mükemmeldir. Kaliteleri sorgulanmaz ve tüm tüketiciler için bir ürünün İtalyan üretimi olması ciddi bir kalite göstergesidir. Otomobil, moda gibi sektörlerdeki markaları düşünün.
Özel günler ve kutlamalar için gidilen İtalyan restoranlarını düşünün. Her şekilde İtalyan algısı bir kalite göstergesi olarak benliğimize yerleşmiş durumda. Elbette aklımıza gelen en önemli İtalyanca kelimeler nedir diye kime sorulursa sorulsun, herkesin aşina olduğu kelimeler arasında pizza, ravioli, tortellini, lazanya veya tiramisu gibi kelimeler vardır. Bizde firmamızın gıda konusundaki uluslararası tecrübesini kullanıyoruz.
Hedefimizi gerçekleştirmek için doğru bir hedef ve kaynak yarattığımızı düşünüyorum.”
4 ana kategoride üretim yaptıklarını kaydeden İnceoğlu, “Tüm Dolgulu Taze Makarna Çeşitleri, Tüm İtalyan Kurabiye Çeşitleri (Cantuccini, Savoiardi, Amaretti, Sfoglietine), Taze Sütlü Atıştırmalık Kekler ve İtalyan Tatlıları (Cheesecake ve Tiramisu çeşitleri). Şu anda ürettiğimiz ürün çeşidi 60‘ın üzerinde. Bu ürünlerimizin tamamı şu anda Türkiye ve İtalya’da satılıyor. İhracat konusunda ise temkinliyiz.
Çünkü bir marka yaratmak ve bu markayı doğru konumlandırmak zorundayız. Uzun soluklu bir ticareti hedefleyen bir yapımız var, dolayısıyla tüm bayilerimiz ile planlı hareket ediyoruz. Ürünlerimizin tamamı Giulietta markası altında ancak 4 kategoriye ayrılmış şekilde çalışıyoruz. Pasta Gıulıetta, tüm makarna çeşitlerimizin ana markasıdır.
Aynı mantıkta, Bakery, Frozen ve Fresh Gıulıetta markalarımızda mevcut ve ürünler bu grupların altında konumlandırıldı” dedikten sonra private label çalışmaları konusunda şöyle konuştu:
“Türkiye’de kendi markalarımız ile tüm ulusal zincirlerde varız. A101, ŞOK, CarrefourSA, Macrocenter, Metro, FİLE, BİM, Onur, Sarıyer gibi zincirlerin dışında Rossmann gibi özel zincirlerde ve birçok kahve zincirinde de ürünlerimiz var.
Bu firmalardan bazıları için ise PL dediğimiz sistemde onların kendi markaları ile ürün yapıyoruz. Ayrıca Türkiye’de dağıtım yapan önemli birkaç ev dışı tüketim kanalı bayisi ile de çalışıyoruz. Hatta bunların en önemlileri içinde özel ürünler üretmekteyiz. Avrupa’da ise taze ve donuk kategorilerinde LIDL, Nestle ve IKEA gibi firmalara PL üretimler yapıyoruz.”
PL üretim
Üretim alanlarının farklı gıda hatlarından oluştuğunu kaydeden İnceoğlu, “Hepsi için üretime İtalya’da başladık, sonra ikisini Türkiye’ye taşıdık. Şu anda ikisi İtalya’da, ikisi Türkiye’de toplam dört adet üretim alanımız var. Biz bu tesisleri kapasite endişesi olmadan özel ürünler üretmek için oluşturduk. Metrekare olarak devasa ölçüler yerine, kompakt üretim hatları ve modern makinalar kullandık.
Üretimin başındaki ekibimiz hem tecrübeli hem de çok yaratıcı. Gıda mühendislerimiz ise modern hayatın gerektirdiği tüm eğitime sahip arkadaşlarımız. Üretim alanımız ise gerekli tüm sertifikalara sahip. Zaten bildiğiniz gibi büyük perakende zincirlerine PL üretim yapmak için onların oluşturduğu ek tüm denetleme ve sertifikasyona sahip olmalısınız. Biz bu konuda kendimizi yeterli noktaya taşıdığımıza inanıyoruz. Ancak kalitenin sürekliliği şartı oluştukça büyümeye devam edeceğiz” dedikten sonra büyüme planlarını şöyle özetledi:
“Bizim büyümemiz aslında tek bir hedefe bağlı, ulaşılabilir lüks yani biz üretirken her zaman kaliteyi ön planla tutacağız ancak herkesin ulaşabileceği bir seviyede fiyatlamak için maksimum gayret sarf edeceğiz. Bu konuda aslında çok net bir yol var. Bizim bu hedefimize uygun yer veren tüm noktalar, bu hedefe uygun planlama ile hedef geliştiren tüm bayiiler ve ihracat kanalları ile çalışıyoruz zaten ve bunlarda gelişmeye ve çalışmaya devam edeceğiz.
Bunun dışında maalesef, günlük iş yapan, fırsat kovalayan ve tüketicinin fikrini önemsemeyen perakendeciler ve bayilik yapan şirketler var, zaten bu firmalar zaman içinde eriyip yok oluyor. İçinde bulunduğumuz zor günlerde, özellikle Türkiye ve yakın coğrafyada biz gerçekten ticareti saygın bir şekilde yapan köklü firmalar ve kişilerle çalışıp büyümeye devam edeceğiz.
Biz şu ana kadar hiçbir yatırımcı ile çalışmadık. Ülkemizde projeyi kağıt üzerinde destekleyecek veya ilgi duyduğu bir alandaki projeleri risk alarak destekleyecek banka ve yatırımcı yok. Devlet desteklerinin alınması için prosedürleri herkes biliyor. Biz ciddi zaman ve efor harcayıp bu tip kurumları, kişileri ikna etmek yerine çalışmayı tercih ettik. Her aşamada gücümüzü çok zorladık.
Elbette bu doğruda devam edeceğiz.
Aristo’nun bir sözü var ‘Sözün en güzeli, söyleyenin doğru olarak söylediği, dinleyenin de yararlandığı sözdür.’ Bu sebeple biz yatırım konusunda hiç hayal kurmadık, ‘sözümüzü söyledik ve işimiz ortaya koyduk’. Dünyada efsane olmuş bir çok garajda kurulmuş iş hikayesi var. Bizde o durumdayız, henüz garajdan dışarı çıkmadık. Doğru zamanda doğru şekilde bir üst lige çıkmak için bekliyoruz.”
UNIQ ve Emaar AVM restoranları
Restoran projesinin gelişimi hakkında da bilgi veren İnceoğlu, “Bu aslında projenin ilk gününden beri olan bir başlıktı ve sırası geldi. Bizde şu anda uygulamaya başladık. İlk noktalarımızı İstanbul’da UNIQ ve Emaar’da açtık. Akabinde art arda açacağımız diğer noktalarımızla da hem makarna hem de tatlı çeşitlerimizi tüketicimize ulaştıracağız.
Amacımızı bu markanın perakende raflarındaki kalite algısını makul bir seviyede tüketiciyle buluşturmak ve yerinde tüketim kanalında İtalyan tarzı sağlıklı, çok çeşitli ve hızlı bir menü ile farklılık yaratmaktı. Harika tepkiler alıyoruz, ben noktalarda birçok defa ürünümüzü deneyen kişilerle konuştum. Herkes makarna ve tatlı dendiğinde kalorili ve ağır yemekler bekliyor.
Halbuki biz sağlıklı ve hafif ürünler yapıyoruz, içinde taze ıspanak, biber, enginar, patlıcan var. Tatlılarımızda ekstra şeker yok, Cheese cakelerimizdeki maskarpon peynirini kendimiz üretiyoruz. Bunların hepsine şahit olan tüm tüketicilerin beğenisini kazanmaktan dolayı çok mutluyuz.
Şu anda Türkiye’de franchise sistemi için çalışmalarımızı yapıyoruz, talepleri alıyoruz. Hedefiniz farklı bir yol izlemek. Profesyonel arkadaşlarımız var ve biz franchise sistemi için bir yol haritası çıkardılar. Özel bir lansman ile bu çalışmayı herkesle paylaşacağız. Ama genel olarak fikir basit bir düşünce ile oluştu.
Bizim ürettiğimiz ürünlerin tamamı bir restorana olsa bir tüketici için tam bir öğün yemek olmaz mı? Ana yemeğinden tatlısına, kahvesine ve yanındaki kurabiyesine kadar tüm ürünleri biz üretiyoruz. Elbette tüketicinin beğendiği bir menünüz olmalı ve işletmeci olarak devamlılığı olmalı. Restoranişletmeciliğinde; tüketicinin ilgisini cezbeden ve lezzeti kabul edilen bir menünüz olmalı, tedarik kanalı sağlıklı olmalı, işletme giderleri düşük olmalı ve mal maliyeti / fire oranı sabit ve kabul edilebilir olmalı.
Biz hepsi için doğru cevapları veren bir durumdayız. Bunu ispat edecek noktaları da açtık. Yani bir yatırımcı bize geldiğinde ona tamamen düşük maliyetli bir yatırım, düşük bir işletme gideri planı ile çok özel ve çeşitliliği olan menüyü uygulayabileceği bir İtalyan fastfood restoranını anahtar teslimi olarak çalışır halde vereceğiz” dedikten sonra yurt dışı projelerini de şöyle açıkladı:
“Bu tabii ki son nokta. Ama kendimize güvenimiz tam, tecrübemiz ve ekibimiz bu konuda yeterli. Hatta 2018 ITQI ödüllerinde taze makarnamız 2 Altın Yıldız ile taçlandırıldı. Bu bizim için önemli bir adımdı , çünkü uluslararası bir pazarda genç bir Türk şirketi olarak kendimizi ispat etmemiz çok gurur vericiydi. Altyapımız ise çok uzun süre önce netleşmişti.
Dubai’de bir ofisimiz ve çok çeşitli ülkelere ulaşabilen bir ekibimiz var. Bu sistemi uluslararası pazara markalı ürünlerin satışı için kurmuştuk. Çin’den Hindistan’a ve tüm GCC bölgesine kadar uzanan ciddi bir satış organizasyonumuz var.
Bu yıl katılacağımız Gulfood 2019 fuarında Giulietta markası içinde geliştirdiğimiz ülke bayilikleri ve restoran zinciri için master franchise konularını görüşmeye devam edeceğiz. 2019’da birçok ülkeden Pasta Giulietta makarnaları, Bakery Giulieeta tatlı ve kurabiyeleri ile ilgili bilgileri sizinle paylaşmaktan mutluluk duyacağız.
Herkesin ulaşabileceği her noktada bulunabilecek, kaliteli, sağlıklı ve özel üretim hedefimizden sapmadan Giulietta markasını geliştireceğiz. Dünya döndükçe gıda tüketimi olacak, Türkiye’de üretilen ürünler ve tamamı genç bir Türk ekibi tarafından yaratılmış bir Türk markası olarak Dünya’da bir oyuncu olma hedefimizi sürdüreceğiz.
Necip Fazıl Kısakürek ‘in bir sözü var , ‘Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.’ Biz çalışıyoruz ve bu şekilde devam edeceğiz.”
-
0
-
0
-
0
-
0
-
0
- 0 Yorum
-
Yorumu Gönder